Belki hala bir umut vardır bizim için.Dünya her gün güneşin etrafında dönmekten vazgeçmiyor,güneş her gün doğuyorsa belki biz de tekrardan kavuşuruz.Belki yıldızlar kayarken içten ve masum inanışlarla tuttuğumuz dileklerimiz gerçekleşir.Hiç derman bulunamaz denilen dertler derman buluyorsa biz de birlikte oluruz belki de eskisi gibi.İmkansız denilen şeyler pes edilmeden imkanlaştırılıyorsa imkansız denilen aşkımız da imkan bulur belki yaşamaya.
Bir bebeğin ilk gülümsemesi gibiydi aşkımız.Öylesine saf ve öylesine sebepsiz.Görenleri de gülümseten cinsten.Maşallah dedirtebilen.Melekler güldürürmüş ya bebekleri bizi hiç güldürmedi ki sevgilim.Bizim aşkımızı istemediler.Engel oldular.Oysa Allah istiyordu bizi.Tesadüf denilen bazen harika sonuçlar doğurabilen bazense içine meteor yağmuru yağmasını sağlayabilen o şey sayesinde bizi bir araya getirdi.
Bir annenin kaçırılmış olan evladına kavuşması gibiydi kavuşmamız.Sımsıkı sarılıp daha da kenetlenmiştik birbirimize çünkü bir daha kaybedebilirdik birbirimizi.O çaresizliği bir kere tatmıştık.O yüzden gözümüzden bile sakınıyorduk birbirimizi.Ama sonra ne olduysa ayrıldı yine yollarımız.Kaybolmuş gibiydik.Bir bebeğin dünyaya geldiği an yaptığı şeyi yaptık.Ağladık.Tek farkımız onun nedenini bilmemesiydi.Bizse birbirimizden ayrıldığımız için ağladık.Özlediğimiz zaman özledim diyemediğimiz için.Mutlu olduğumuz zaman paylaşamadığımız üzgün olduğumuzda sana ihtiyacım var diyemediğimiz için sensiz yaşamanın anlamı yok diyemediğimiz için ağladık.Sadece ağladık.Ve sonra tesadüf yine tesadüf denilen o şey bizi ilk tanıştığımız yerde tekrar bir araya getirdi.Kaderin bir cilvesi miydi bu?Aynı günde aynı saatte aynı yerde olmamız tesadüfle açıklanabilir miydi?O günden sonra hayatımızdan tesadüf kelimesini çıkardık.